Haberciliği korumak için habercilerin hakları korunmalı, peki nasıl?
--
Dijital mecralara reklam verenlerin yüzde 99’u Google’ı tercih ediyor. Google’a en çok içerik sağlayan haberciler ise bu reklam gelirinden hiçbir pay alamıyor.
TÜİK’e göre, Türkiye’de son 10 yılda gazete tirajları %30, dergi tirajları %50 düşmüş[1]. Artık herkesin ana haber kaynağı internet. Reuters Institute’ün son araştırmasına göre Türkiye’de ve dünyada internet bir numaralı haber kaynağı internet[2]. Türkiye’de ana haber kaynağı olarak interneti görenlerin oranı %83. Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan pazarda da internet birinci sırada.
Bilginin internet üzerinden yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Büyük şirketler bilgiyi yönettiği ölçüde haberleri, kişisel tercihleri ve dolayısıyla toplumları, ekonomiyi ve siyaseti şekillendirme gücü kazanıyor. Oxford Economics’in Ocak 2023 yılında yayınlanan rapora[3] göre Youtube bu açıdan önemli bir bilgi kaynağı haline gelmiş durumda. Rapora göre Türkiye’deki kullanıcıların %93’ü bilgi ve tecrübe edinmek için Youtube’u kullanıyor. Eskiden bu iş için evlerinde ansiklopedi biriktirip, kapı kapı gezip kurs arayanlar şimdilerde Youtube ile istedikleri konuda görsel olarak bilgiye ulaşabiliyor.
Bilginin yayılma şekli değişip, internet üzerinden haber alma oranı yükselirken, basılı yayın sektörü de dünyada hızlıca küçülüyor. Örneğin, ABD’de son 10 yılda gazetelerde çalışan gazeteci istihdamı 71 binden 31 bine düşerken, internet yayın organlarında çalışan gazeteci sayısı ise 7 binden 18 bine yükselmiş[4]. Yani internette sağlanan gazeteci istihdamı, basılı medyada kaybolan istidamın çok altında.
Denebilir ki, ne yapalım, gazeteciler de diğer kaybolan meslekler gibi kendilerine yeni bir iş bulsunlar. Merak etmeyin, zaten buluyorlar. Bugün ABD’de bir medya organında çalışan her bir gazeteci başına, bir şirketin kurumsal iletişim biriminde çalışan 6 kişi var[5]. Hal böyle olunca gazetelerin orijinal araştırmacı gazetecilik haberleri yerine, kendilerine şirketlerden gönderilen basın bültenlerine veya şirket etkinliklerine dayanan haberleri yazmaları kaçınılmaz oluyor.
Medyadaki mevcut yapı dönüşürken insan kaynağının azalması ve haber kalitesinin düşmesi ise bir ekonomik sorundan çok sosyo-politik yansımaları da olan bir mesele. Çünkü demokrasinin sağlıklı işlemesi için toplumun hakikatler hakkında doğru bilgilendirilmesi hayati öneme sahip. Hakikat üzerinde uzlaşamayan toplumlar ise hızla kutuplaşırken demokrasinin temelleri de zayıflayacaktır. O nedenle bugün medya sektöründe yaşananlar sadece birkaç gazetecinin işinden olmasından çok daha önemli sorunlara neden olabilir.
Toplumun habere yaklaşımı
Türkiye’de haberi internetten alan %83’lük kesimi üç kategoride inceleyebiliriz: Birincisi grup, “haber beni bulur” diyenler. Bunlar haberleri Facebook, Twitter ve gittikçe daha çok Whatsapp veya Telegram’dan alıyor. Yani eşi dostu, aynı fikirde olduğu kişiler neyi beğeniyor ya da gönderiyorsa, onu okuyor. İkinci grup ise “haber orada, gerekince ben ararım” diyenler. Bunlar haberleri daha çok Google üzerinden arayan kişiler ve algoritma karşılarına ne çıkarırsa onu okuyorlar. Buradaki temel sorun ise Google’da haber diye karşımıza çıkan içeriklerin çoğu haber değil, algoritmayı kandırıp başa çıkmak için özel hazırlanmış metinler[6]. Üçüncü grup ise “tüm haberler yalan” diyenler. Reuters Institute’e göre dünyada habere güvenenlerin oranı %36’ya düşmüş[7]. Haberler üzerinde kamu kurumları veya büyük şirketler “çok baskı kuruyor” diyenlerin oranı ise %75’in üzerinde.[8]
Medya ve finans
Google’ın, Türkiye etki analizine göre, Türkiye’de en çok kullanılan arama motoru Google, Google’da tarama yapanların en çok aradığı şey ise haber[9]. Yine yapılan araştırmalara göre Türkiye’de 2021 yılında medya ve reklam harcamalarının üçte ikisi dijital mecralara yapılmış. Yazılı basına yapılanın neredeyse 40 katı bir harcamadan söz ediyoruz[10]. Dijital mecralara reklam verenlerinse %99’u reklamı Google aracılığıyla veriyor. Google’a en çok içerik sağlayan haberciler ise bu reklam gelirinden hiçbir pay alamıyor. Gerçek haberciliğin maliyet krizleri sonucu ölmesi, yalan ve çarpıtma haberciliği, başka bir ifadeyle dezenformasyonu güçlendiriyor. Google ise her durumda kazanıyor. Mesela, son iki yılda petrol şirketlerinin içinde “net sıfır” ve “ekolojik” ifadeleri geçen reklamlarından Google’ın geliri 24 milyon euro olmuş[11].
Cahit Suluk’a göre, Avrupa Birliği, Google’ın editoryal sorumluluğu olan ve sürekli nitelikteki medya organlarına telif ödemesi yapmasını hükme bağlamış[12]. Ancak, bu direktifi süresi içinde, 2021’e kadar ancak dört ülke iç mevzuatına aktarabilmiş. Google’ın sahip olduğu lobi gücü de burada unutulmamalı. Mevzuat değişikliğini yapan ülkelerden Fransa’da Google “Haber” özelliğini kapatmış. Aynı bizde Rekabet Kurulu kararına[13]uymaktan kaçınmak için “Alışveriş” özelliğini kapattığı gibi.
Rekabet hukukunun tamamlayıcı rolü işte burada devreye giriyor. Fransız rekabet kurumu, telif hukuku hükümlerini uygulamayıp medya kurumlarıyla anlaşma yapmaktan kaçınan Google’a “haber özelliğini kapatarak gazetecilerin haklarını ödemekten kaçamazsın, arama sonuçları için de ödeme yapacaksın” diyerek 500 milyon euro ceza kesti. Daha önemlisi, davranışsal yaptırımlarla Google’ı medya kuruluşlarıyla ödeme miktarları konusunda anlaşmak için masaya oturmaya zorladı. Taraflar iyi niyetle müzakere edecek ve anlaşamaya varamazlarsa abritrasyon devreye girecek[14]. Benzer bir soruştuma şu anda Alman rekabet kurumu tarafından da yürütülüyor[15].
Ancak habercilerin emeklerinin haklarını alması için rekabet hukuku kapsamında düzenleme yapılmasında öncü ülke, bu hususta yeni bir kanun hazırlanmasına yönelik kurum önerilerinin 2020’de yapıldı Avustralya’ydı. Kanunun Avustralya parlamentosunda tartışıldığı süreçte Google ve Facebook yoğun lobi faaliyetleri yaptı. Hatta Facebook kısa bir süre Avustralya’daki haber hizmetlerini durdurdu. Ancak daha sonra her iki şirket de kanuna uyum sağlayarak medya kuruluşlarıyla masaya oturmak zorunda kaldı. Avustralya’da rekabet kurumu hangi dijital platformlarının medya kurumlarıyla pazarlık yapmaya zorunlu olduğunu belirlemeye ve pazarlık sonuçlanmazsa ücretleri belirlemek için hakem atamaya ayrı bir kanunla yetkili kılınmış durumda.[16]
Türkiye ne yapmalı?
Benzer hükümleri içeren kanun teklifleri Kanada[17], İngiltere[18], Endonezya[19] ve ABD’de[20] de gündemde. Hindistan rekabet kurumu da aynı konuda inceleme başlatmış durumda[21]. Uluslararası tecrübelerden açıkça görülen olan husus şu: Gazetecilerin ürettikleri ürünü kullanarak bundan gelir elde eden Google ve Facebook gibi kuruluşların bu geliri kendiliğinden paylaşma yoluna gitmedikleri ancak yapılan düzenlemelerle adım atmaya zorlanınca harekete geçtikleri.
Bu durumda Türkiye ne yapmalı? Türkiye’nin önünde geçmiş tecrübelerden yola çıkarak birçok alternatif bulunuyor. Bu düzenleme Avrupa Birliği gibi telif hukuku içinde de yapılabilir veya başka bazı ülkeler gibi rekabet hukuku içinde olabilir. Ancak hukuk sistemi bize benzeyen Fransa’daki uygulamaya bakıldığında iki yöntemi de beraber kullanmak en iyi tercih olabilir. Sadece telif düzenlemesiyle sınırlı kalınırsa, dijital platformlar sözleşme yapmaktan imtina edecek, açılabilecek davalar yıllar sürecek ve muhtemelen bir sonuca bağlanmayacaktır. Oysa bu sene gündeme gelen Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da dijital pazarlara dair değişiklikler habercilik piyasasının bu sorununu çözmek için de iyi bir fırsat. Buraya eklenecek bir hükümle kanun kapsamında “geçit bekçisi” olacak dijital platformların habercilere telif ödemesi yapmaktan imtina etmeleri halinde, Rekabet Kurumu’na tarafları müzakere zorlama ve sözleşme hükümlerini belirlemek için hakem atama yetkileri getirilebilir.
Haberciler haberlerini halka iletmek için dijital platformlara muhtaç. Dijital platformlar ise hiçbir tekil medya organına muhtaç değil. Birçok pazarda rekabet sorunları var. Ekonomik etkinliğin ve tüketici refahının artması için bunlara müdahale ediyoruz. habercilikle ilgili rekabet sorunları sadece bunların yanısıra demokrasimizin geleceğini de tehdit ediyor. Gerekli hukuki düzenlemeleri yaparak adil rekabeti tesis etmeliyiz.
Kaynakça
[1] TÜİK, Yazılı Medya ve Uluslararası Standart Kitap Numarası İstatistikleri, 2021, 25 Temmuz 2022, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yazili-Medya-ve-Uluslararasi-Standart-Kitap-Numarasi-Istatistikleri-2021-45833.
[2] Reuters Institute, Digital News Report 2022, Haziran 2022, https://reutersinstitute.politics.ox.ac.uk/sites/default/files/2022-06/Digital_News-Report_2022.pdf.
[3] Oxford Economics, YouTube’un Türkiye’deki ekonomik, toplumsal ve kültürel etkisi, 19 Ocak 2023, https://www.oxfordeconomics.com/wp-content/uploads/2023/01/YT_OE_Impact_Report_Turkiye.pdf.
[4] Mason Walker, “U.S. newsroom employment has fallen 26% since 2008”, Pew Research Center, 13 Temmuz 2021, https://www.pewresearch.org/fact-tank/2021/07/13/u-s-newsroom-employment-has-fallen-26-since-2008/.
[5] Mike Schneider, “There are now more than 6 PR pros for every journalist”, Much Rack, 6 Eylül 2018, https://muckrack.com/blog/2018/09/06/there-are-now-more-than-6-pr-pros-for-every-journalist.
[6] Ussal Şahbaz, “Google ve Facebook internet haberciliğini nasıl devletleştirdi?”, Dünya Gazetesi, 30 Haziran 2020.
[7] Reuters Institute, Digital News Report 2022, s. 109.
[8] Reuters Institute, Digital News Report 2022, s.
[9] Deloitte, Google ekosisteminin Türkiye’de oluşturduğu sosyo-ekonomik değer, Ağustos 2022, s. 64.
[10] Deloitte, Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2021 Raporu, Nisan 2021, s. 17.
[11] Euronews, “Oil firms pour millions into ‘greenwashing’ Google adverts”, 4 Nisan 2022. https://www.euronews.com/green/2022/11/04/oil-firms-pour-millions-into-greenwashing-google-adverts-study-claims
[12] Cahit Suluk, “Avrupa Birliği Hukukunda Basın Yayıncılarına Tanınan Bağlantılı Haklar”, İMHFD, 2022, C. 7, S. 12, s. 169–227.
[13] Rekabet Kurulu’nun 13.02.2020 tarih ve 20–10/119–69 sayılı kararı
[14] Politico, “France accepts Google’s truce with publishers”, 21 Haziran 2022, https://www.politico.eu/article/french-competition-authority-greenlights-google-pledges-over-paying-news-publishers/
[15] Bundeskartellamt holds consultations on Google’s proposals for dispelling competition concerns, 12 Ocak 2022. https://www.bundeskartellamt.de/SharedDocs/Meldung/EN/Pressemitteilungen/2022/12_01_2022_Google_News_Showcase.html
[16] Bill Grueskin, “Australia pressured Google and Facebook to pay for journalism. Is America next?”, Columbia Journalism Review, 9 Mart 2022.
[17] Kanada Başbakan’ın mektubu, 16 Aralık 2021, https://pm.gc.ca/en/mandate-letters/2021/12/16/minister-canadian-heritage-mandate-letter
[18] Report to Parliament by the Secretary of State for Digital, Culture, Media & Sport and the Secretary of State for Business, Energy and Industrial Strategy by Command of Her Majesty. ”A new pro-competition regime for digital markets”, 16 Aralık 2021. https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/1003913/Digital_Competition_Consultation_v2.pdf
[19] Reuters, “Indonesia mulls media bill seeking fairer share from big tech”, 23 Kasım 2021, https://www.reuters.com/technology/indonesia-mulls-media-bill-seeking-fairer-share-big-tech-2021-11-23/
[20] “U.S. lawmakers unveil bill to help news media negotiate with Google, Facebook”, Reuters, 24 Ağustos 2022.
[21] Shrimi Choudhary, “Competition Commission of India orders Google inquiry after news publishers complain”, The Economic Times, 7 Ocak 2022.
Bu yazı ilk olarak Milliyet Rekabet Dergisi’nin Şubat-Mart 2023 sayısında yayımlanmıştır.